Bir adam oturmuş kendi kalbini tarıyor
Fildişi şiiriyle Yahya Kemal ustamızın
Bir başkası Ekmek için ölüyor
Nâzım Hikmet adamın saçlarını tarıyor
Orhan Veli öncümüz rakıya düşkün
Büyük şair çünkü fransızca biliyor
Oktay Rifat amcanın bir havanı var
İçinde macun öğütüp sözcüklerinde
Birdenbire, inanın, gençleşiyor
Melih Cevdet denince artık akla Eski Yunan geliyor
Türkiye'yi oradan başlatan kültürlü şair
Kadife sesleriyle Kartal ve Bülbül
Necip Fâzıl küçük bir tımarhane
İçine atları ve paraları dolduruyor
Ahmet Hâşim şi'rin merdivenlerinden
Gecelik entarisiyle durmadan inmiştir
Cahit Sıtkı alnımızın yazısı
İnce sazdan inildedi
Ahmet Muhip anıların soylu şairi
Anılar bitince fener sönüyor
Necati Cumalı, Cahit Külebi
Çok acı çekmişler bu dünyada, belli oluyor
Fazıl hüsnü, kurak bir Anadolu Şairi
Gene de ortasından Kızılırmak akıyor
Seyrek de olsa koca söğütleri var
Cılız bir gürültü Attila İlhan oysa
Şiirimize aksırık ve nezleyi getiriyor
İlhan Berk, Neruda'nın fahri konsolosluğu
Lâfı durmadan uzatır kendine doğru
İşlek zekâmız Metin Eloğlu
Son yıllarda hem topal hem kekeme
Edip Cansever (bu Amerikalı şair) Bilardo sever
Fakat oyunu bir türlü öğrenemedi
Hep ikinci geldi Turgut Uyar
Başkası katılmasa bile yarışa
İncilden ve Tevrattan besteler güfteledi
Cemal Süreya hesaplı şair
Boyuna boynunu ve aşkını ölçüyor
İçi havayla dolu Ülkü Tamer'in
İnsanda bir çerez etkisi bırakıyor
Ece Ayhan bakışsız bir yılandan mezeler yaptı
Arada düşkünleri çıktı bu tür besinlerin de
Tek kişilik gönlünde berrak sular çalkalanır
Necatigil solgun ve sallantılıdır
Kendi mevlûdunu yazarken durmaksızın
Sezai Karakoç da çağdaşımız ve çerçisinde
Önemli boncuklar, kilimler, duygular satar
Ümit Yaşar diye bir köfteci var
Şiirin Hürriyet Gazetesidir
Yeni yetme genç kardeşler de şair oldular
Bakalım hangi modaları getirecekler
Avrupa Gençliği başkaldırıyor
Bizimkiler kaldıracak bir şey arıyor
Ergin GÜNÇE • 1968 • Türkiye Kadar Bir Çiçek (1988) • s. 62–64
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder