Sayfalar

18 Ekim 2008 Cumartesi

Hızla Eskiyor Yüzüm / Ergin Günçe

Belki de Tanrı dünyaya her zaman inmek ister
Dünya da kendisini her zaman aramıştır
Durup dururken yoksa ne diye erkenden kalkıyorum ben
Boşuna mı bütün bu tülipenler
Bir yazın son günlerini resimleyen bahçede
Bunlar ve sevdası varlığa dolaşmış yalnızlıklar
İster, elbette bir tanrı ister
Baş üstüne asılmış bir takvim gibi hesaplı
Gösterişli kılan gümüş bir gerdanlık gibi yoğun
Esmer bir boyunla bir göğüs kavşağında

Tanrıyla buluşmak derin musiki ve güzel sözcükler ister
Sahaf dükkânlarında kalın ciltli kitaplar görüyorum
Örneğin içi kedilerle ve kuşlarla dolu ansiklopediler
Ceylan derisine kalın harflerle yazılmışızdır
Durup dururken yoksa böyle bir şey
Benim durgun gönlümü ne diye çalkalasın
Ne diye aklımdan geçsin denizler ve denizciler
Kuşlara yem serpsin bir çocuğun gözleri
İşte bütün bu haberler, havadisler de gösteriyor
Tanrı aramıza her zaman gelmek ister

Sanki sakallı bir adamın ilkokul önlerinde hiç ses etmeden
Macun satmasında büyük hikmetler aramalıyım
Hayatı ancak şaşırırım ben bu toylukla
İşte büyüklerim de öldüler, hızla eskiyor yüzüm
Zaman bana durmadan şarkılar öğretiyor
Bense bir düğün gibi uzamaktayım
Çengiler, çalparalar, defter ve kokular
Evet şekerim bir gün daha sona eriyor
Güneşin batışını sayı sayarak kutluyoruz
ve hafifçe kaydırarak şapkamızı başımızda

Ergin Günçe

Kitapları arasında bulunmuş ve ilk kez Adam Sanat Dergisi'nde yayınlanmıştır.
Nisan 1999 • Sayı: 161

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder