Sayfalar

22 Mayıs 2016 Pazar

Revizyonist, Oportünist, Makyavelist!

Gündem yoğun, ifadeler yetersiz 
Politikada, sosyal bilimlerdeki kavramların çoğu dönemlerin, olayların, tartışmaların içerisinden oluşarak bugünlere gelmiştir. Bugünü diyelim geçmişteki bir örnekle anlatma işine yararlar. Durumların benzerlikleri (ama asla aynılıkları değil) üzerine kurulur. Bazen daha fazlası bina edilir. Kaynağı unutulmuş olsa bile temsil ettiği bir bütünlük/karşılık söz konusudur. Bazen kaynak olay-kişi-devirle alakasız tam tersi anlamlara bürünmüş olabilir. 
Bunlardan insanlığın en eski tanımı nedir? Şimdilerde de kullanılan, geçmiş kayıtlarda da bulunabilen kaç tanım vardır. Hain olabilir mi? Sezar'ı bıçaklayan (hançerleyen mi demeliyim?) yakın adamı Brütüs'ten de eski ve her kültürde öyle ya da böyle oluşmuş bir kavram hain. 
Brütüsler bazen bir gücün adamı, bazen bir dengesizliğin beyanı, bazen de bir vicdanın sesidir. Bugün Brütüsler bir vicdanın adamı olabilirler: Beklediğimiz kan vs değil, bir "yeter!" olacaktır. 
Vicdan, bir yanı ile sade bir kavram... İnsanların, birbirinden farklı politik beklenti/çıkar ve karşılıklı mücadeleler içinde olduğu sürece ele geçirilmeye çalışılan bir sınır karakolu... Türkiye'nin 'hal'i vicdan üzerine tartışmaları önemsizleştiriyor. Tarafların, taraftarları arasında vicdan suistimali giderek yılgınlık veren bir oyuna dönüyor. Çünkü haberlerdeki tutarsızlıklar, tarafların istedikleri konsolidasyonu yapmak için attıkları adımların bir aracına dönüştüğünde kaybeden önce habercilik sonra vicdancılık oluyor. 
* * * 
Gezi günlerinde birbirine düşman insanların yan yana geldiğini gördük. Gelmek demeyelim de düşmek daha doğru bir betimleme olacaktır. Gidişat, bizleri gelecekte kimlerle bir yana düşüreceğini çok göstermiyor. 
Gündem yoğun, her zaman bir yerlerde hep yoğundu diyebiliriz. Yoğunluğun şiddeti, tonundan önce belki şunu demeliyiz. Bu gündem çok çok özgün. Yaşananlar, bu ülkenin geleceğini, önce Ortadoğu halklarının sonra Arap dünyasının ardından müslüman toplumları etkileyecek bir seyir izleyecektir. Kestirmek güç görünüyor. 
Dönem çok özgün ama tarifler bildiğimiz tanımlarla kuruluyor. Ya da tarafların kendi olumlu-olumsuz bildik tanımları ile anlatılmaya çalışıyor. Denklemler yetersiz ve örnekler aşırı sırıtıyor. Neredeyse 1400 yıllık bir dini ideolojik mücadele içinde oluşmuş siyasal/askeri taktikleri; 500 yıl önce yaşamış bir adamın adı ile suçlandırmak-tanımlamak bildiğiniz ezbercilik. 
* * * 
Bütün Sezarların ortak özelliği ikna yetenekleridir. Belki, kafalama demeliyiz. 
Sorum şu: Bugün, diyelim, bildiğiniz Sezarla karşılıklı oturup konuşacaksınız. Sezar kapıdan çıkarken sizi ikna etmiş olur mu? En azından size daha sempatik gelir mi? (Olmaz, diyecekseniz, bir daha düşünün.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder