Sayfalar

21 Aralık 2008 Pazar

T: Sınırda Dergisi 12. sayı çıktı: Dostoyevski'nin Gölgesinde

Şiirleriyle Mahmut Temizyürek / Feride Erez / Ela Cengiz / Halil İbrahim Polat / Özgün E. Bulut / Müzeyyen / Murat Dalgın / Perihan Baykal / Umut Ünalan / Gülizar Söğütçü Kurum / Orhun Ağım / Fredrich Engels ( Türkçesi: Dr. Ulaş Başar Gezgin)

Saygıyla Onat Kutlar / İlhan Berk / Fazıl Hüsnü Dağlarca


Yazılarıyla
Samimiyet Parodisi / Bayram Balcı • Sonuna Kadar Masumiyet / Mahmut Temizyürek • Fırtınada Kaçkar Çıplaktı / Tacim Çiçek • Sosyomorfik Sanat – 2 / Erdal Sağlam • Şiirin ve Resmin Yeni Dil Bilgisi / Ahmet Bozkurt • Tımarhane Günlükleri / İbrahim Metin • Kör Peri / Ayşegül Çelik • Ömer Kavur Sineması / Serhan Evyapan • Fırtına, Uyarıcı Bir Film / Bayram Balcı • Ücretli Çalışma versus Çalışma - iki Logos / İlyaz Bingül • Şiddetin Estetiği / Mustafa Özcan Soylu • Panoptik Mekânda Zaman / Süleyman Yılmaz Bulduruç • Memmuniyetsiz / Orhan Çetinbilek • Eylemin Dönüşü / Kutlu Tunca • Çeviri: Walter Benjamin ve Arke-modern Dönüş / Jacques Rancieré / Türkçesi: Kutlu Tunca • “Oğuz Haksever’le o anlar”: Yeni Bir Duygu İdeolojisine Doğru / Hüseyin Köse • Tekçilik, Evrenselcilik ve Kamusal Yurttaşlık / Hüsamettin Çetinkaya

Dosya: DOSTOYEVSKİ’nin Gölgesinde

Dokuz Mail’de Bir Roman / Sabri Gürses • Fyodor Mihayloviç Dostoyevski: Yaşamı ve Yapıtları / İsmail Bukka Kaplan • Aşırılıklar Çağının Yazarı / Yeşim Dinçer • Çeviri: ‘Suç ve Ceza’da Doğayı Kavrayış / Kennokse Nakamura / Türkçesi: Savaş Çetinkaya • Köprüdeki Adam: Dostoyevski / İsmail Bukka Kaplan • Karamazov Kardeşler / Bob Zunjic / Türkçesi: Hüsamettin Çetinkaya - Can Çınar
.
Dostoyevski’nin Gölgesinde... (*)
21. yüzyıl başı Küreselleşme şahlanışı tam bir fiyaskoyla kendi yıkıntıları arasında debeleniyor. Bu debeleniş kendi ahlaki zirvesi haz ve hırs ilkesinin krizine dönüşüyor. 'Arsız 'Ben'in güç kozası çatlıyor ve mutasyon çağına giriyoruz. Vitrinlerdeki 'bir süre kapalıyız' levhaları bu mutatif yaratığı çıldırtıyor, haz ilkesi hızla öfke patlamalarına evriliyor. Şükürler olsun, şükürler olsun 'doğuş'u selamlayın!.. Mesih geri geldi, kötülüğün ilkesi doğdu!.. Yoksulluğun, cehaletin ve eşitsizliğin barbar bebeği (geist) Türkiye'de realize oldu. Arsız 'Ben' bir kor parçası, kızgın ateşler içinde, 'bana ne' mermileri savuruyor dünyaya. Müjdeler olsun, kötülüğün ilkesi doğdu. Doğa ve toplum, tahammül sınırında şimşekler çakarak selamlıyor kötülük bebeğini. Tarih adlı kâhin bildiriyor, 'düzeltici savaş'lara ya da bölgesel 'iç karşıklıklar'a hazırlanın! 'Kanlı doğrular'ınıza koşun. Böyle doğumların armağanıdır bu.
Sokrat bir ebeydi. Mitostan bir bebek doğurttu. Adı logos'tu. Öyle ya da böyle, geometrik adalet düşünü 2500 yıl gören o bebek, meşrulaştırdığı ırkçı hiyerarşi içinde kendi ölümünü izleyen bir koca bunak şimdi. Tüm açık yürekler soruyor. Son 20 yılın ebesi kim bu ülkede ve doğan bebeğin türü ne? Bu ebe sırtını zenginlere dayamış, bireysel haz (utanmadan özgürlük der buna o) çığlıklarıyla 'toplum' nosyonunu dinamitleyen Protogoras'tan başkası değil. Doğan bebek; tek marifeti 'benim çıkarım' ve başkasından 'bana ne' zırlamasıyla gökleri inleten bir yaratık. Sosyalist, liberal ve İslamcı aydınlar, asker-sivil bürokratlar, ve tüm öğretmenler, sanatçılar yani bu coğrafyanın entelektüel iktidarına hükmedenler son yirmi yıldaki işlevinizle doğurttuğunuz bebeği selamlayın. Liberal ve islamik devriminizin hilkati karşınızda! Ona mal satın, onu camiye tıkın, onu kirli savaşlarınızda öldürün. Tüm insani kapasitenizin, tüm hayallerinizin nihai ürününe bakın haykırıyor, 'bana ne!'... , onurlanın, gururlanın!
Böyle dönemlerde hakikate ve adalete saygı azalır, hatta tersine suçlanır. Ve yine hep böyle dönemlerde yeniden doğar varlık tanrısı: umut ve eylem!. Sancılı. Evet, vaktidir.
hç - 2008

Bu sayı, üzerine bir biçimde Dostoyeveski’nin gölgesi düşen metinlerden oluştu: -tanımsız bir lirizm, belki naif bir sızı, fakat analitiğin acımasız ironisini üreten metinler: Kutlu Tunca’nın, Eylemin Dönüşü, Mahmut Temizyürek’in ‘Sonuna Kadar Masumiyet’i, Bayram Balcı’nın Samimiyet Parodisi’, İbrahim Metin’in ‘Tımarhane Günlükleri’, Orhan Çetinbilek’in ‘Memnuniyetsiz’i, Mustafa Özcan Soylu’nun, Şiddetin Estetiği’, İlyaz Bingül’ün ‘Ücretli Çalışma versus Çalışma’sı ve ‘İki Logos, İki Koldan Bir tarih’i, Hüseyin Köse’nin ‘O’ Anlar: Yeni Bir Duygu İdeolojisine Doğru’su, Tacim Çiçek’in ‘Fırtınada Kaçkar Çıplaktı’ tanıtımı, Erdal Ateş’in ‘Sosyomorfik Sanat’ı, Süleyman Yılmaz Bulduruç’un, Panoptik Mekanda Zaman’ı,: öyküler, Ayşegül Çelik’in ‘Kör Peri’si ve Sabri Gürses’in ‘Dokuz Mail’de Bir Roman’ı: inceleme; Ahmet Bozkurt’un Şiirin ve Resmin Yeni Dil Bilgisi: sinema yazılarında, Serhan Evyapan’ın, ‘Ömer Kavur Sineması’ ve Bayram Balcı’nın, ‘Fırtına, Uyarıcı Bir Film’ incelemesi, yitirdiğimiz şairlere saygıda, Onat kutlar, İlhan Berk ve Fazıl Hüsnü Dağlarca, Türkiye için iyi bir zamanlamayla Kutlu Tunca’nın çevirisi, J. Ranciere’in ‘Walter Benjamin ve Arke-modern Dönüş’ü, benim gündeme dair bir metnim: ‘Tekçilik, Evrenselcilik ve Kamusal Yurttaşlık’, İsmail Bukka Kaplan’ın hazırlığını neredeyse tek başına yüklendiği Dostoyevski bölümü için teşekkürle paylaştığımız metinleri Fyodor Dostoyevski Yaşamı ve Yapıtları, ve Köprüdeki adam Dostoyevski, Yeşim Dinçer’in ‘Aşırılıklar Çağı’nın Yazarı’, yine bu bölüm içinde Savaş Çetinkaya’nın çevirisiyle, bir Japon Dostoyevski uzmanı Kennoske Nakamura’nın ‘Suç ve Ceza’da Doğayı kavrayış’ı, Can Çınar’la çevirisini üstlendiğimiz, Bob Zunjiç’in ‘Karamazof Kardeşler’ adlı bol açmazlı pedagojik metni.. Kısaca güncele kayıtlı ve epey dolu bir Sınırda sayısı daha kışortası güneşte. Has sözün insanları ve şiirleri bu sayının kendine özgü bir mecrası, -bu bölüm’ü de Bayram Balcı hazırladı-. Mahmut Temizyürek: Ömüryiyen, Feride Erez: Kesr-a, Ela Cengiz: Lâl Gelin Ağıdı, Halil İbrahim Polat: La Minör- Deruhte, Özgün E. Bulut: Yol, Müzeyyen: Tarihsel Figürlerden…, Murat Dalgın: Gorki’nin Saati, Perihan Baykal: aşkferma, Umut Ünalan: Beni Adam Ettiniz, Gülizar S.Kurum: Kayıp, Orhun Ağım: Armağan, Ulaş Başar Gezgin çevirisiyle Friedrich Engels: Bedevi

Gelecek sayının konusu için Kutlu Tunca’nın önerisini hayata geçirmeye niyetliyiz: “şu ‘kriz’ meselesini ele alabilir miyiz? yani hem kriz'i hem de kriz söylemini /kavramını sökerek ve genişleterek, krizin hallerini, boyutlarını, roman'dan, şiire, kişisel yaşamlarımızdan topluma, dünyaya uzanan bir dizi içinde, etkileri, sonuçları, yıkımları ama olanaklarıyla birlikte. Müdahaleci bir tema olabilir diye düşünüyorum.”

Sınırda dergisini bulabileceğiniz kitapçılar


Ankara'da // D o s t // D i p n o t // T a n // İ m g e //
İzmir'de // Yakın // İletişim // Kabile //
İstanbul'da Beyoğlu: // Pandora // Mefisto // Semerkand // Simurg //Kadıköy: // Seyhan // Mefisto //Beşiktaş: // Kabalcı //
.
(*) http://www.aralik.com.tr/ adresinden alınmıştır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder