Sayfalar

13 Aralık 2008 Cumartesi

Yeni Öğrenenlere / Metin Çulhaoğlu

13 Aralık 2008 • Cumartesi • soL
Şükürler olsun, yıllardır gizli tutulan, bilenlerin bile sağda solda pek dillendirmedikleri büyük bir gerçek daha CHP’nin çarşaf açılımı sayesinde gün ışığına çıktı: Tek parti döneminde hırpani görünüşlü kişilerin Ankara’da ana caddelere sokulmadıkları...

Ne yapsak? “Vay canına” mı desek?

Kimse kusura bakmasın: Eğer geçmişteki bu uygulamayı bugüne dek hiç duymayıp son çarşaf tartışmalarıyla öğrenen, orta ve ileri yaşlarda, üstelik okumuş geçinen kişi varsa “el insaf” demek gerekir.

Gerçi böyle dedik, ama doğrusunu isterseniz kılık kıyafet olayı tek parti dönemi öyküleri arasında biraz daha perde arkasında kalmış olanlardandır.

Bunun hiç bilinmemesine “el insaf” dersek, başka örneklere ne diyeceğiz?

* * *

Ama önce bir iddia: Türkiye’de tek parti dönemine, daha geniş tutarsak 1908-1950 dönemine ait olup gün ışığına çıkarılmasıyla “ezber bozacak”, tarih okumasını kökünden değiştirecek, geçmiş-gelecek kurgularında sil baştancılığı haklı gösterecek değerde, son 10-15 yıl içinde ortaya çıkarılmış tek bir tarihsel gerçek bile yoktur...

Kısacası, bugün büyük bir vaveylayla ortaya atılan ne varsa, bundan örneğin 40-50 yıl önce de bilinebilir, öğrenilebilirdi.

O halde, sormak gerek: Bir zamanlar gözleriniz görmüyor, kulaklarınız duymuyor, kafanız almıyorduysa, şimdi şamata koparmanın ne âlemi var?

Genç ve Koçgiri’den Ağrı ve Dersim’e uzanan Kürt isyanları, bu isyanların nasıl bastırıldığı 60-70 yıldır sır değildir. O halde bir zamanlar “oport” diye sataşıp “Şeyh Sait güruhu” diye aşağılayacağınıza, DDKD’lilere (Devrimci Doğu Kültür Ocakları) ve dönemin TİP’li Kürt liderlerine kulak verseydiniz, bunları daha 60’lı yıllarda öğrenebilirdiniz.

1942 yılında çıkartılan Varlık Vergisi yasası uygulamaları İstanbul’daki azınlıklara yönelik şoven, ırkçı ve faşizan yanıyla sizi isyan ettiriyorsa, bunun için belki de salt Hülya Avşar ve/veya Zühal Olcay tutkusuyla gidip seyrettiğiniz “Salkım Hanımın Taneleri”ni beklemeniz gerekmiyordu. O sıralar İstanbul defterdarı olan M. Faik Ökte “Varlık Vergisi Faciası”nda bunların hepsini anlatmıştı. Üstelik bu kitap 1951 yılında yayınlanmıştı.

Batıcı bürokrat seçkinlerin geniş halk yığınlarından kopukluğu tezi çok hoşunuza gidiyor, hislerinize ve düşüncelerinize tercüman oluyor, üstelik sizi “ben bunu önceden nasıl oldu da düşünemedim” diye hayıflandırıyorsa, zamanında Küçükömer okusaydınız. Örneğin Ankara’da neredeyse tüm “devletli” kesimin katıldığı İmran Öktem’in cenazesiyle ilgili protesto gösterilerinde bağırıp çağıracağınıza (1969), Küçükömer’in tam da o sıralarda çıkan kitabını (Düzenin Yabancılaşması) okuyup Küçükömerci olsaydınız.

Şerif Mardin’in “merkez-çevre yaklaşımı” size çok mu açıklayıcı geliyor? O zaman 35 yıldır nerelerdesiniz?

Cumhuriyet tarihinin sermaye birikim süreçleri temel alınarak açıklanamayacağına yeni kanaat getirdiyseniz, gene geç kaldınız. Çağlar Keyder, zamanında bundan başka bir şey yazmıyordu.

İttihat ve Terakki’nin darbeci geleneğini keşfetmek için Ergenekon davası mı gerekiyordu?

1915 Ermeni tehciri yeni mi ortaya çıkarılmıştır?

Jön Türklerin bir de Prens Sabahattin “kanadı” olduğunu yeni mi öğrendiniz?

Yanlış anlaşılmasın: Burada kastedilenler, 50’sinden sonra “büyük hakikat” keşfettiğini sanıp sonradan öğrenmişliğin görgüsüzlüğü ve tafrasıyla laf ebeliği yapanlar, sözde “yeni” tarih tezleri ortaya atanlardır. Yoksa yeni öğrendiklerini edeplice bilgi dağarcığına katıp bunları sağa sola sataşma vesilesi yapmayanlara sözümüz yoktur.

* * *

Duruma bakınca, çok bilinen bir fıkrayı burada bir kez daha tekrarlamak galiba en iyisi olacak:

Adamın biri, bir Yahudi’ye olanca öfkesiyle saldırıp adamcağızı fena halde hırpalıyormuş. Oradan geçen biri “ne oldu yahu, adamın suçu ne?” diye sorunca saldırgan yanıt vermiş: “Bunlar Hazreti İsa’yı gammazlayıp taşladılar!” Yoldan geçen “iyi de o senin dediğin yüzyıllar önce olmuştu” deyince karşı taraftan aldığı pişkin yanıt şu olur:

“Olsun, ben yeni öğrendim.”

Metin Çulhaoğlu • Yeni Öğrenenlere • 13 Aralık 2008 • Cumartesi • www.sol.org.tr adresinden alınmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder