Sayfalar

8 Ocak 2009 Perşembe

• Orhan Pamuk'un "Cevdet Bey ve Oğulları"nı Okumak

İstanbullu zengin bir ailenin üç kuşağını anlatıyor.

Roman 1905 yılında ilk kuşakla açılıyor: Nadir Müslüman tüccarlardan olan Cevdet Bey ve Jön Türk kardeşi Nusret ile. Cevdet'in eşi Nigar hanımı da bu kuşaktan saysak bile daha çok ikinci kuşakta sesi çıkıyor. Roman Cevdet'in evlenme telaşı, tüccarlığı ve abisinin hastalığı gündemi ile başlıyor. Nusret son kez oğlunu (Ziya - Işık) görmek istiyor ve yanına getirmesi için Cevdet'ten rica ediyor. Cevdet çocuğu görüşmediği akrabalarından alıp Nusret'in tiyatrocu Ermeni bir kadınla kaldığı pansiyona getirir. Nusret çocuğu geri götürmemesini ve onun yetiştirmesini ister. Nusret devrimcidir, Cevdet ise tüccardır. Cevdet sıkışır. Kayın babası, devrimcileri destekleyen arkadaşı Fuat arasında kalır. Nusret onu kendisi ile benzer bir kader paylaştığını söyler ama tüccardır ve daha çok yaşayacaktır. Nusret ise devrimcidir ve ölümü yakındır. Roman burada kapanır.

Ve ikinci kuşak başlar.
İlk bölüm Cevdet'in oğullarından Refik'in okul arkadaşı Ömer'in İngiltere'den mühendislik eğitimini tamamlamış olarak dönüş yolculuğunda tren de açılıyor. Tren tanıştığı kişiler aynı zamanda Cevdet'i Nigar Hanım ile evlenmesini sağlayan paşanın çocuklarıdır; Avrupa'dan dönmektedirler. Kafayı bulan Ömer bir "fatih" olma idealini açıklar.
Sonraki bölümde 1936 yılının kurban bayramında ilk gün aile yemeği için toplanan Cevdet Bey ve Oğulları ile başlar. Nigar Hanım gözünden anlatır. Aile saadeti oluşmuştur. Cevdet Bey ve oğulları Osman (eşi Neriman, Romanın devamında Refik'in okuldan arkadaşları Ömer ve şiir yazmaya çalışıp olmazsa 30 yaşında intihar edeceğini söyleyen Muhittin buluşur. Okul zamanı bol bol yaptıkları tartışmaları sürer. Herkes kendince ideallerini açıklar. Ömer Sivas Erzincan tren hattında çalışıp para kazanmak istemektedir. Muhittin ünlü bir şair olacak, olamazsa 30 yaşında intihar edecektir. Ömer çalışmaya Erzincan Kemah'a gider. Muhtar adında bir milletvekilinin kızı ile nişanlanır. Muhtar inkılâplara bğlı bir milletvekilidir. Muhittin şiir kitabını bastırır ama umduğunu bulamaz. Cevdet Bey bir yıl sonra yine bir bayram günü ölür. Bu ölümün ardından Refik bunalım kişiliği iyice ortaya çıkar ve evi terk eder Ömer’in yanına gider; burada 8 ay kalır. Burada Alman mühendislerden Rudolph ile tanışır ve tartışır. Bu sırada Ankara’da Teşkilat ve Kadro dergisi yönetmeni eski Marksist Süleyman Aytemiz ile yazışır. Ömer’in aldığı ihale bitince Refik ile Ankara’ya gelirler. Refik köy kalkınması üzerine bir kitap yazmış ve kendince görüşler geliştirmiştir. Kitabını bastırır, S. Aytemiz’le görüşür ama istediği sonuçları alamaz. İstanbul’a gelir. Ömer ise Ankara’da kalır. Bir süre sonra Kemah’a geri döner. Muhtar’ın kızı Nazlı ile ayrılır. Refik ise ailesinin yanından ayrılır ve karısı ile Cihangir’e taşınır. Bir yayınevi kurmayı hayal eder. Bu sırada karısı ikinci çocuğuna hamiledir. Kız kardeşinin nikâhına gider.
Nikah dönüşü karısına eğer yeni doğacak çocukları erkek olursa Ahmet adını önerir.

Ve geldik 3. kuşağa:
Ahmet 33 yaşına gelmiştir. Yıl 1970’tir. Paris’teki dört yıllık resim eğitiminden sonra Türkiye’ye dönmüş ve ailenin Nişantaşı’ndaki eski köşkün yerine yapılmış olan apartmanın kaçak çatı katına yerleşmiştir. Bir gün Babasının kuzeni olan Ziya ile tanışır ve ondan solcu bir askeri darbe olacağını öğrenir. Nigar Hanım artık iyice yaşlanmıştır. Refik bey on yıl kadar önce annesinin evinde ölmüştür. Karısı boşanmıştır. Sürekli okuyup çalıştığı odada kanserden ölmüştür. Ahmet evden çok çıkmaz bazen Nigar Hanıma uğrar. Bu arada arkadaşı devrimci Hasan gelir ona bir dergi projesinden bahseder. Dergi Tip ile MDD arasında olacaktır. Ardından ablası gelir. Oysa Ahmet dört gözle İlknur ile görüşmek istemektedir. Osman amcasının evinde yemeğe gider. İlknur’la buluşur ama aralarında Ahmet’in istediğinden soğuk bir konuşma geçer. İlknur Ahmet’e ilgisizdir. Ahmet babasının defterlerini karıştırır. İlknur eski yazı defterleri okur. İlknur’u eve bırakır ve gelir. Nigar Hanım ölür ve roman biter.

Cevdet Bey ve Oğulları / Orhan Pamuk / Roman / Can Yayınları / 3. Baskı Temmuz 1984 / 1. Baskı 1982 Karacan

Daha farklı bir şey düşünmüştüm ama biraz karıştı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder