Sayfalar

8 Mart 2009 Pazar

• Beklemek senin en büyük düşmanındır

Bugün Pazar,
Aslında şimdi tam da film izleme zamanı. İşler var ama bekleyebilir.
Geçen hafta Özgün'le birlikte iki film izledik:
İlk ki "oldboy" (2004, Chan-Wook Park) tek kelime ile dehşet bir film diyebilirim. Uzakdoğu sinemasının Amerikan sinemasından farklı bir zaman ve süreç düşüncesi var. Bu ne demek dersiniz kişilerin eylemlerini yansıtışı düz değil ya da zamanların karıştırılması da değil. Şimdi bunu açıklaması zor gelse de düzensiz dağınık ama bütün geldikçe daha büyük anlamlar kazanan bir dizilimi var. Her parça özgün ve anlamlı kendice ama... Buna benzer bir farklılık Avrupa sinemasından daha önce Sovyet sinemacılar yaratmıştı. En çok Tarkovski de ve öteki Sovyet sinemacılar da var sanırım.
Gittikçe Türkiye'de izlediklerim ve burada Özgün sayesinde Kore sinemasına dalıyorum. Şimdilik saçma olanı zorlama aracı olarak sinemayı, ardından basit olanı anlatma amaçlı olarak sinemayı ve bir hiç olarak sinemayı düşünelim. Sonra bir şey ortaya çıkabilir sanırım.
Bu açıdan Orsan Welles özeldir. Hiç film izlememekle övünürmüş. "Bay Arkadi" hem kitap olarak hem de film olarak güçlüdür. Basit gibi gelir ama polisiye mecara tipinin ilkerindendir. "Yurttaş Kane" hala özel bir yapım. "Ben film izlemeyi değil film çekmeyi seviyorum" demişti. Haklı geliyor. Kişide cevher ya da onu açacak cesaret yoksa bilmesinin bir anlamı olmuyor. Bir tür entellektüel memur oluyor. Ve insanlara boş havasını atıyor. Hemen suçluyor "okumadan yazılmaz, izlemeden çekilmez..." (Tabii saçmalığı da cidden saçmalık oluyor.) Evet, bunu herkes biliyor; ama içtenliği olmayan kuru ezber mi yoksa ruhu olan kendinde bir şey mi bu hayatı anlatabilir?

Boş olanın dışı güzeldir. Ama her dışı güzelin içi boş değildir.

Oldboy'dan alıntılanmış iki nacizane sözü buraya alıyorum:
"gülersen, bütün dünya seninle birlikte güler..ağlarsan tek başına ağlarsın..."
ve
"hayalin senin en büyük düşmanındır... hayalin olmadığı zaman en cesur sen olursun.."

Hayal yerine beklemek diyorum... Beklemek ve beklenti en büyük yok edicidir... Hayalinizi de ancak ona çabalayarak yok edebilirsiniz... Sonra yuvaya dönülür... Film çekilir ve başka işler yapılır bir yere oturup çayınızı içersiniz... Şimdi yaptığım gibi...

Diğer filmi fazla anlatmayacağım sadece adını yazacağım ki önerme gibi bir durumum yok. İsterseniz izleyin derim: Apocalypto (2007) Yönetmen : Mel gibson Senaryo: Mel Gibson ve Farhad Safinia
Haa unutmadan filmden bir naçizane söz "Yeni bir başlangıç için..."

Not: Bu arada girdi biraz "bekle beni" şiirine ters oldu ama sonradan fark ettim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder