Sayfalar

29 Nisan 2009 Çarşamba

• Şaşmak ama anlamamak










Şaşmak iyi oluyor.
Heralde hayatta şaşkınlıklarımız olmasa bir şeyler öğrenmeyeceğiz ya da öğrendiğimizi gösteremeyeceğiz.
Şaşmakla aptallaşmak. Şaşmakla meraklanmak arasında bir fark var sanırım.
Örneğin ülkenizden çok uzak bir mesafede olmak illa insanın kişiliğini tersine çevirecek anlamına gelmiyor. Hadi dürüst olalım. Örneğin "kişi olarak içimde taşıdığım ve ülkemde yaşayamadığım o gizli istekleri yaşama peşinde filan koşuyor" gibi görünebilirim. Daha ne olsun ülkemde yasak olan bir şeylerin yapıldığı/içildiği bir yere gidiyorum ve olanları yazıyorum. Kesin bende onlardan aşağı kalmamışımdır. Böyle düşünenlere bir şey diyemem. Şaşkınlık farklılıkla başlıyor ve ülkenizde olmayan şeyleri anlatarak bunu yaratabilirsiniz. Olduğunuz yere özgü olan şeyleri anlatarak tabii. Şimdi çıkıp ne desem de anlamı olmayacak. Bu yüzden isteyen yazdıklarımdan bana dair istediğini anlayabilir.
Sokakta çırılçıplak parti yapan bir toplamı yazsam hemen okunacak ve şu düşünülecektir. Acaba bunu yazan ne yaptı? kimisi "seni de kaybettik" ve ya "ben zaten bunun böyle tozutacağını biliyordum" "o içinde ne gizli emeller taşıyordu tarzı nutuklar çekeceklerdir. Örneğin otobüsü kaçırdığım için sabaha doğru 3, 4'te eve yürümek zorunda kaldım desem bu ilgi çekmeyecektir. Ve "ne boş şeyler yazıyor" denecektir. Ki bunların kimisi çok yakın dostlarım olması en adi durumdur. Açık soyleyeyim. Bir yazan olarak, bir bok yapmadım. İzledim ve geçtim. Budur... Ama bir şey öğrendim. Hem de buradaki insanlara bakarken değil gördüklerimi insanlara anlattığımda... Kimi dostlarım benim için artık kayıptır. Geri gelmesinin anlamı yoktur.
Aynı şekilde bir ülkede yaşanan görünen ve anlatılan durumlar ne kadar korkunçta olsa gerçektir ve vardır. Yani savaş meydanını anlatan gazeteci acaba insan öldürüyor mudur? O da savaşın içinde midir?
Ama içimde bir milyon iki buçuk tane gizli amaç var. Keh.... keh...
Okuduklarınızdan her şeyin kolay gittiğini düşünüyorsanız da öyle bilin iyidir. En azından kimi arkadaşlarımdan gelen iç karatıcı haberlerin terini alır.
Unutmadan... Kafayı bulmak istediğimde benim tercihim: alkoldür. Hiç bir şey dostlarla oturulmuş, bahçe içinde bir rakı sofrasının yerini alamaz... Sağlıcakla... İşe gitme vakti geldi....
Şimdi işimizi güzel bağlayalım... diyecektim ama fotograflar yukarıda...
Son fotoğraf ev arkadaşımın yaptırdığı özel çalışmadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder