Sayfalar

23 Mart 2010 Salı

Yeşil Erik: bahar müjdecisi

Sonra adamın düşüşüne gelen küçük kız farketmedi aynada kendini yanından süzülerek geçen kan damlasını izlerken; üzerine biraz daha güneş, aslında daha da çok güneş ışığı düşen çorbacı; acısını, kendi kendine konuşmanın (* O olma / onun yerine olma) içtiği çorbanın tası ile geçirmeye çalışan  müşterisine yöneliyordu ki orada masanın yanında demirlere tutunup dışarı şaşkınlıkla bakan ve o küçük kızdan biraz daha ufak bir oğlanı da gördüğün de o sarı saçlı çocuğun burnu ile yanacığı arasına bir kan damlası geliyordu.

* Annelerinin babalarına karşı kadınlıklarını göstermediğini düşündü, bazıları. Kimisi erkekliği olmayan bir babaydı anne karşısında. Her sonrasında anne rolü biçildi ona kadınlığını yerine getiren ya da bir babaydı erkekliğini gösteren. Annenin babayı yeterince düzemediğiydi kanati; babanın erkekliğini göstermediği anneyi bilmek gibiydi. Sonrasında kimi anne oldu göreviyle elbette, yerine getirdi; babasından çok erkek olan kimilerinin yanında, belki de. Büyüklerimiz. Sadece istediler. Bütün randevularında; ve ne zaman annesinde çok kadın, babadan çok erkek olarak buluştu büyüklerimiz. O olma / onun yerine olma.



Adamın düşüşüyle yırtılan etinden fışkıran kan damlalarından birinde göründü kendine: çocuktu ve çizmeliydi. O, burnu ile yanacığı arasına düşerken kırptı gözünü çocuk!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder