Sayfalar

30 Temmuz 2011 Cumartesi

Aydınlanma

50 Soruda 
AYDINLANMA 
Afşar Timuçin - Ali Timuçin
Bilim ve Gelecek Kitaplığı
1. Baskı, Mart 2010
1.
Aydınlanma bir hattan daha çok bir kaç hattın birleşme noktası oldu. Gelişen burjuvazinin, meslek sahiplerinin,  soruları için metafiziği yetersiz bulan felsefe ve bilim insanlarının nihayeti ile bazı siyaset adamlarının kaygılarının zamansal çakışması ile doğdu.

Aydınlanma yoktan varolmadı, geçerli kabul edilene dair yüzyıllarca taşınan şüphelerden türedi. Şüpheleri kuvvetlendiren, destekleyen ise kent çeperlerinde gelişen soyluluk dışı zenginler, meslek sahipleri ve zanaatçılardı.

2.
Burjuvalar, mülkiyet edindikçe mülklerini korumak istediler. Ticaret yapmak için sürekli değişmeyen yasalar, değişmeyen vergiler istediler.

Filozoflar, bilim insanları düşüncelerinin, krallık yöneticileri ve din kurumlarınca sansürlenmesini ve bunlardan dolayı yargılanmak istemediler. Tarihi, politikayı, felsefeyi ve diğer bilim alanlarını mesellere bırakmak istemediler.

Yoksullar, sürekli değişen vergiler, sürekli açılan savaşlar, sürekli zenginleşen din kurumlarını, rüşvetçi yöneticileri istemediler.

Farklı olanlar aşağılanmak, ayrımcılığa, katliama uğramak istemediler.

3.
Herkes aynı şeyleri düşünmüyor ve istemiyordu. İstenen istikrarlı bir yasa ve düzen ülkesiydi. Monarşi olabilirdi, ama parlemento ile dengelenmeliydi.

Fransız düşünürlerin çoğunluğu: "evrensel doğrulara ulaşmanın yolu kuşkuyla yola çıkmaktır" diye düşünüyor ve "mutlakyönetimin baskıcılığından kurtulmak için yasa düzeni öngörüyordu."lardı. "yeni toplumda birinin özgürlüğü bir başkasının özgürlüğünü tehlikeye düşürmeyecek biçimde düzenlenmelidir." diyorlardı. insanların günah - ceza baskısına karşı hak ve sorumlulukları bilincini savunuyorlardı.

4.
Fransız düşünürler düşüncelerinde onları etkilemiş olan John Locke'tan daha mutlakiyetçiydiler:

"Locke felsefesi insanın doğal hakları fikrine yaptığı vurguyla, toplum sözleşmesi anlayışı içinde halka dayalı toplumsal ve siyasal düzen düşüncesiyle, halkın yararına çalışan siyasal egemenlik fikriyle ve bunun tamalayıcısı olan direnme hakkı fikriyle yalnızca Aydınlanma'yı değil genelde kendinden sonraki bütün düşünürleri etkiledi."

5.
Aydınlanma şüpheydi. Aydınlanma düşünürleri içinde Rousseau şüphesinin savunduklarında dahi sakınmadı. Bilimleri savundu, ama bilimlerin kötü niyetlerler kullanılabileceğine; yarar fikrine; mülkiyetçiliğe karşı şüphelerini dillendirdi.

6.
"Kant, Aydınlanma nedir sorusuna yanıt adlı çok önemli çalışmasında şöyle der:

Aydınlanma nedir? İnsanın sorumlusu olduğu küçüklüğünün dışına çıkmasıdır. Küçüklük başkasının yolgöstericiliği olmadan anlığını kullanamama yetersizliğidir. Bu küçüklüğün sorumlusu insanın kendisidir, çünkü bunda yatan neden anlığın bir eksikliğinden gelmez, başkasının yolgöstericiliği olmadan anlığını kullanabilme kararlılığının ve yürekliliğinin olmamasından gelir. Sapere aude! Kendi anlığını kullanma yürekliliğini göster. İşte aydınlanma budur."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder