Sayfalar

25 Ocak 2012 Çarşamba

Merkez Komitesinde Cinayet • Manuel Vázquez Montalbán (Roman, 1981)

Şaraba, yemeğe ilgili dedektif Pepe Carvalho (biz midesine düşkün olanlar fraksiyonundan değiliz, aramızda unutmak için yemek pişirenlerin sayısı her geçen gün artsa da) Barcelona'da eski yoldaşları tarafından ziyaret edilir. Ondan, merkez komite toplantısında öldürülen genel sekreter Fernanda Garrido'nun katilini araştırmasını isterler. 
Katilin, bir dönemin parti içine sızmış olan işkenceci komiser Fonseca'ya tarafından araştırılması huzursuzluk yaratmıştır. Carvalho biraz mızmızlansa da işi kabul eder. Madrid'e gidecektir. Carvalho'nun geçmişi de çok temiz sayılmaz. O da karşı 'şirket'ler için çalışmıştır. Yine de kabul görür.
Carvaldo, Fonesca ile görüşmesinde romanın içeriği de tartışılır: 
"F- Bir de vasiyetten yola çıkılabilir.
C- Hangi vasiyetten söz ediyorsunuz?
F- Mirastan kim yararlanıyor? Genel olarak polis romanlarında sorulan ilk sorulan soru budur.
C- Size karşı çıkacağım için üzgünüm. Ama bu bir polis romanı değil. Bu politik bir roman ve katil aynı anda hem bir adamı hem de onun mirasını ortadan kaldırmayı denedi."
***
Carvaldo kimisi kendi geçmişinden tanıdık katil adayları ile sırasıyla görüşmeye başlar. Eski hapislik döneminden tanıdığı sonradan parti ile yollarını ayıran ve küçük marksist muhalif gruplar içerisinde çalışan entellektüel Cerdan'a uğrar. Tabii yirmi yıl önce Cerdan'la kaldığı cezaevini hatırlayarak: 
" - Hapisten çıktığımda beni 'serbest bırakmalarını' isteyeceğim, belki bir fabrikada çalışırım. Marx, insanların yediği ekmeği, içtiği şarabı paylaşmadan onların meselelerini anlamak mümkün değil derdi. Ya sen ne yapacaksın? Üniversite kariyer yapmak bana bireyci egoizmin, kaçamak bir bencilliğin göstergesiymiş gibi geliyor. Sen ne yapacaksın?" (...) "Carvaldo henüz özür dilemeyecek kadar gençti, gücenemeyecek kadar da hayran" 
ve geleceğini planlayamayacak kadar da kararsız.
***
Görüştükleri arasından en ilginç kişilerden birisi de kendini Troçkist gören ama Che'nin: Eğer yanılacaksan, bari işçi sınıfıyla yanıl, sözünü ilke edinen  Leveder'dir. 
"- Garrido bir despot muydu?
- Bütün komünist partilerin genel sekreterleri gibi bilimsel bir despot. Despotlukların tanrısal bir iradeyle kullanmıyorlar, ama yürütme komitesinin vekaletiyle kullanıyorlar, o ise vekaletini merkez komitesinden alıyor, merkez komitesi despotluk yetkisini partiden alıyor, partinin despotluğu ise zaten Tarihe vekalet ediyor. Sizin de gördüğünüz gibi ben Troçkistim, şimdi bana sorabilirsiniz: Senin gibi bir Troçkistin böyle bir partide ne işi var?"
Leveder, eski karısının ve Cerdan'ın küçük Marksist grup ve partilere düşkünlüğüne dair konuşmaları ise ilginç... Bu konuşmalar içinde bir cümle ilgimi çekti: Bütün aşiretlerde, dil yasasını çiğnemekten daha endişe verici bir şey yoktur. Aşiret yerine cemaat koyarsak laf bana çok tanıdık geliyor. Bir on yıl önce kendini aşan entelektüel aday adayı arkadaşlarımızdan da benzer şeyler duyuyorduk.)
***
Cinayetin sadece bir öldürme ötesinde anlamı olduğunu düşünenler de vardır.Çoğunluk, cinayetin yakın zamanda legale çıkabilmiş Komünist Parti'ye karşı düşmanlarının bir komplosu olarak bakarken, öldürülen genel sekreterin uzun yıllardır yakın dostu olan Santos durumu biraz farklı ifade eder:
- Üstüne oyun oynanmak istenen bizim etik mirasımızdır. Bu etik miras komünistlerin büyük tarihi gücünü oluşturur. Bunu kaybettiğimiz gün herhangi bir peygamber durumuna düşeriz. Bugünün dünyasında ise insanlar kendilerinde gerilim yaratacak bir sabır isteyen peygamberlerden nefret ediyorlar.
***
Romanın özgün dili İspanyolca olmasına karşın Fransızca'dan çevrilmiş. Çevirmen ise şu anda odatv davasından cezaevinde olan Doğan Yurdakul.  
(Romanda yemeklik çok şey var. Aç karna okumamanızı öneririm. Bütün alıntılar kitaptan yapılmıştır.)
Merkez Komitesinde Cinayet
Asesinato en el Comité Central, 1981

Roman,  Haziran 1992
Manuel Vázquez Montalbán
Çeviren: Doğan yurdakul
Afa Yayıncılık

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder