Sayfalar

18 Ocak 2016 Pazartesi

izmsiz erdemli bilge, meşelik, hatıramız

Söz söyleme hakkımız nereden kaynaklanıyor acaba? 
Erdemli bilge mi olmak gerekiyor? Şu yazının çıktığı platform bile bir çok açıdan kendi yüzümüze tükürmek gibi. Birilerinin kankası mı olmalısınız. Kankalık yurdu dört bir yan, gerçek buradan çıkar, şimdi, sıcak ve tazecik. 
geldiği yer: hatırlanmıyor.
Gençliğin çirkin bir yanı var. Kiminin o devirden hiç çıkmayacağını düşünmesi... Belki böyle konuşmasıdır. O devir için konuşan biri o devir bitmeden ölmeli. Ölüm kötü ve istemiyoruz. Kaybolmalı. Şimdi gençlik, yarın orta yaş, ilerde bunamışlar adına konuşacaklar biliryorsunuz değil mi? Hepsi olacak hepsi için konuşacak, alakasız olacak bütün bunlar.  
Öte dünya için yaşayıp bizden daha çok para-pul düşkünü adamlar-kadınlar faydayı hesaplar, ingiliz culture boşuna beğenilip örnek verilmiyor iki de bir. Suçlandığı kadar kendi içinde anlamlı. Muhteviyat aslında sonraki hayata bırakılmış bir şey. Kimse cennete ibadethaneler dolu demiyor. O zaman bazı şeyler daha derin olmalı. 
Milliyetçilerin bir şey hesaplayacak bir zekası yok. Merkez sağ ise varla yok arası apaçık bir renk gibi. Her şeyin zemini ama yok da diyebilirsiniz. light zamanlarda herkes apaçık bu renge bürünüyor. hard zamanlarda renk koyulaşıyor, 
Adına konuşacağımız solumsuluk ise bir tuhaf. Bir çoğunu sopayla dövmenize yardım edebilirim. En azından erik yada meşe sopası bulmalısınız. Bu da herkesin birbirine gününü göstermek için muhtelif araçla geleceğini gösteriyor.  Şunu düşünelim nerede ilkesel nerede eleştirel nerede yavşak bir tip oluruz? Hepsi biraz karışık diyebiliriz. Bu oranın şöyle olduğunu düşünüyorum. İkisi inanmış, 27'si ne olduğunun farkında değil, 43'ü hemen kaçmaya hazır, gerisi ise kısa süreli uğramış. Halimiz budur. Kimseyi bununla değerlendirmeyiz. Kaymağı severiz, ben severim, ama hiç bir süt tamamıyle kaymaktan oluşmaz. Sütün safi kaymak olduğu tek zaman doğum sonrasıdır. Oysa ölen bir kültür içindeyiz. Bu medeniyet çöküyor. 
Cebimizdeki peçeteler insan parçaları dolu, bir söz, borç, dahası hatıra hepsi. Biz bundan kurtulamayacağız. Bir başkası bütün evin battaniyelerine bir ceset sarmış oturuyor. Eve her misafir geldiğinde onları bir bir açıyor. Bir bir... Belki görüyorsunuz, belki o cesetle uyuyorsunuz. O ev sahibi de kurtulamayacak. 
Yaktığımız birkaç ateş başında toplanmışız. Toplananlarla o yapay aldatıcı saçmalatıcı bizi kör eden elimizi ayağımızı bağlayan o aydınlığa bakıyoruz. Alaca bir karanlık yaklaşan gölgeleri görüyoruz. Ya alacakaranlığa alışacak gözlerimiz ya her yeri yakacağız. 
Havalar soğuk sanırım gripsiniz, bende peçete var. Alınız. Geri vermeyi unutmayınız. Belki sizin için saklarım. Gerekirse parçalanmış cebimden çıkarırsınız. Üşürseniz ilerdeki ateşten battaniye isteyiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder