Sayfalar

2 Aralık 2016 Cuma

Ankara, Mon Amour!; Şükran Yiğit

 Suna’ya göre her edebiyatın bir mevsimi vardı. Kış geceleri büyük Rus romanlarına, yaz ayları Amerikan öykülerine, sonbahar tek başına Edip Cansever’e, ilkbahar ise Fransız klasiklerine ayrılmalıydı. İngiliz edebiyatı mevsimsizdi tabii ki. O bütün bunları bir solukta arka arkaya sıralarken yerde dizi dizi duran sarı, yeşil, kahverengi kapaklı kitaplarına kayardı gözüm, o zaman bir huzursuzluk geçerdi yüzünden: 
 “Emel biliyor musun, bu kitaplar yakında yasaklanacak bu ülkede. O zaman hiç okuyamayacağız... Yani daha biraz vaktimiz varken... Bak mesela şu Nikaragua kitabı.” 
 Sonra birden susup çaresiz gözlerle yüzüme bak(tı). Suna’nın kulaklarına da herkesin az çok duyduğu postal sesleri geliyordu.
Ankara, Mon Amour! Şükran Yiğit

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder