Sayfalar

17 Nisan 2016 Pazar

be'den be'ye

be, belirtiler

be, Ivan Capote*

*Kynk: http://www.ivan-capote.com/en/artworks/sculpture-and-installations/be

16 Nisan 2016 Cumartesi

Açılıyor, genişliyor, kapanıyor... sürüyor...

İnsanlar bir yerde karşılaşıp çoğunlukla çarpışıp ayrılıyor. Zamanla yol açılıyor, genişliyor. Ah-vah ediyorsunuz. Bu ah-vahlar iş işten geçtikten sonra geliyor. Öyle olmasa pişmanlık diye bir sözcük oluşmaz. Sonra yolunuzun bir yerinde sizin gibi açılmış saçılmış birileri ile yeniden yeniden karşılaşıyor, belki yine yeniden çarpışıyorsunuz. Sonra başka bir yöne gitmeye başlıyorsunuz. Bu hep hep böyle sürecek... Biz ölünce atomlarımız devam edecek. 
Bu çarpışmaların hep azaltan bir yanı olmuyor. Ya da etkisiz olduğunu söyleyemem. Çoğunu alıp yolunuza gidebiliyorsunuz. 
Bu temasların şiddeti nedir? Anımsandığı zamandır. Bir bakışın insanın aklından yıllarca gitmemesi tuhaf. Hem de bir kelime bile etmediğiniz bir insanla, 10 saniyeden çok kalmadığınız bir yerin aklınızda bıraktığı iz... Herkes de oluyor, hepimiz de oluyordur.
Bu temasların kadın-erkek diye klasik anlatıya sokmak istemiyorum. İnsan-doğa/insan ikiliğinde nadiren daha da çoklu olabiliyor. 
* * *
Tarih ilginç geliyor. Şimdi ölü bir yazmış, bugün okunan yazılarını yorumlayanlara "aslında öyle dememiştim" der miydi? Ya da düşünemediğimiz bir şekilde mi bakardı? Bu hep tuhaf gelmiştir. Marks, mezarından kalksa "eşek sıpaları siz beni çok yanlış anlamışsınız" der mi? Lenin, aslında o öyle değil, der miydi? Van Gogh ne derdi şimdi? Makyavelli'nin ne diyeceğini çok merak etmişimdir. Adının bir suçlama olması karşısında. (Nedense adının kavramlaştırması hiç de istemediği bir konumu ifade ediyor. Evet, şahsi görüşüm.) 
Kişinin geleceğe bıraktığı şey/pratik o kadar savunmasız ki... Geleceğe sesini, elini ulaştırmak, bir pratik içine gizlenmiş kişi için iğne deliğinden geçmek gibi. Çoğunlukla geçemiyorsunuz. Resimleri ile bir ressama ulaşmak; kitapları ile bir yazmışa ulaşmak... Bizim "yaşayanların" tersinden yolculuğu... İz takip ediyoruz, iz bırakıyoruz.
Kaynak: http://daviddelamano.blogspot.com.tr/2012/12/la-caverna.html
Kaynak: http://daviddelamano.blogspot.com.tr/2012/12/la-caverna.html

* * *
Üzerinden çok zaman geçti. Bir gün okuduğum ölüm haberi beni etkilemişti. Ankara'da tanıdığım sanat-edebiyat uğraşı-merakı içinde olan insanlar arasında en kendine has kişilerden olan Tuncer Uçarol. Bu kadar işi ile haşır neşir disiplinli bir insan görmedim. Ankara gibi küçük yerlerde çok karşılaşacağınız, iddialı lafların altından cahiltüredisi çıkan insanlar görmüşseniz; Uçarol'a neden iyilikle anımsadığını anlarsınız. Öğrenmeyi bırakmamış çocuk demem çok abartı olmaz. Yine de çok az muhabbetimiz oldu. Toprağı bol olsun. 
* * *
İnsanlığın tarihsel serüveni insana ister istemez bir şey bırakıyor. Öncekilerin bıraktığı izi takip et. Sonucunda ise kendi izini bırakıyorsun.
İzler de bir yerde başladı ve bir yerde bitecek. Açılıyor, genişliyor, kapanıyor... sürüyor...
Kaynak: http://daviddelamano.blogspot.com.tr/2014/02/us-barcelona.html
Nisan 2016