Sayfalar

20 Ocak 2017 Cuma

Gerçek bir tohumdur, imkan buldu mu yeşerir

İnsanlar kitaplardan esintileri hissediyor, sadece yaşantılarında  fırtınanın içine düşüyor. Öngörüler öngörüdür; kapatır gidersiniz. Yaşanılanlardan kaçılmıyor. İnsanlar yaşadıklarından öğrendiğini başka hiç bir şeyden öğrenmiyor. Onlara yaşatılandan... 
Gerçeğin gücü güç; bileği bilek; bıçağı var, kör ya da keskin; ölümü ölüm gerçeğin; kurtuluşu da var; kitapların öyle bir gücü yok. Çünkü kitapta ölen kişinin kanı elinize bulaşmıyor. Kitapta haksızlık okuma durunca bitiyor. Çünkü yazıda çetrefil olayların soyulmuş hali var. Çünkü kitapta "insan çiğ süt emmiştir" diyor da bu insan hangisidir, gerçeğin böyle bir sözü yok. Gerçek hep oluşa oluştukça eskiyeni yenilenen bir oluşa dalıyor... 
Cahilin de sözü çoktur, bilgin edasında... Kişinin karakterini geliştiren okudukları değildir; yaşadıkları da değildir; hepsinden süzüp çıkardıkları; edindikleri, desturları, doğrularıdır. Karakter biraz da budur aslında bir yapı gibi üst üste konulmuş edimler, doğrular, kararlar. Karakter, tutum sahibi olmak, buna gerek olduğunu bilmek bunu sürdürmek. Bilmeden etmeden... Ben, kendim, biz olmak.
Size ilk elden, tez elden anlatılan muhtemelen olayın özü gerçeği değildir. Gerçek kuru fiğ tanesidir. Sert, küçük, dipte yer alan...Bir gün o yalanı yiyen herkesin dişine gelir. Kırılmaz, kırar. Bir gün yaptığınız tatlıdan çıkar; yaptığınız oyunun ortasında gümbür gümbür ses yapar; kimi de çıkmaz aslında yeleğin cebinde eve gider. Şans ya biri bulur. 
Gerçeğin gizlenemeyeceğini bilenlerdeniz. Gerçek bir tohumdur, imkan buldu mu yeşerir. Bulamazsa çürür/çürütür. 
Her yerimiz tohumlarla dolu, her biri patlayacak bir baharı bekliyor. Bahar gelmezse çürütecek.  
Gerçeğin insana attığı bir tokat ya da yumruk var. Dişe diş bir mücadele... Sevilecek bir yiğitlik. Bir hak ödeme, bir yol-yordam gösterme. Gerçeğin elinden öperiz. Kimi gülünç yanlarımız, avanaklıklarımızdır gerçeğin öldürücü darbesinden bizi koruyan. 
Yalanın sofrasında ne var: fiğ tanesi, çiğ süt; kimi içer kimi sıvar. Edindiklerimiz ne diyor, "bu bir yağma sofrasıdır", "bu bir ihvandır", "bu insanın zaaflarıdır"... Buranın çıkışı yoktur. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder