Sayfalar

16 Mayıs 2018 Çarşamba

Anne - Haydar Ergülen

Sahi senden mi doğdum anne
Yollar nehirler kuşluk vakitleri dururken
bir insandan mı doğar bir çocuk

Anne senin yüreğin taş olsa dayanır mı
Kuş olsa çiçek olsa gündüz olsa
Kırılmaz mı acıdan bir sap menekşenin boynu

Bu kez dağlar doğursun beni anne
Sen de ılık bir yağmur ol
Durmadan yağ kanayan yerlerime

Haydar Ergülen

Gazetecilik ve Sanat (Journalism and Art by) Norman Lindsay


"Burjuvazi ılımlı evet istiyor"

"Doğan Medya Grubu'nun sahibi Aydın Doğan önceki akşam Hande Fırat'ın düğünü için Ankara'ya özel uçağı ile geldi. Uçağın Aydın Doğan dışında üç yolcusu daha vardı. Biri Aydın Doğan'ın kızı Vuslat Doğan. Diğeri eski İçişleri ve Adalet Bakanlarından Mehmet Ağar ve diğeri de Habertürk yazarı Nagehan Alçı." 
http://www.sozcu.com.tr/2017/yazarlar/can-atakli/mavi-marmaradaki-kudus-nedir-2121411/ 
http://t24.com.tr/haber/hande-firatin-dugununde-rasim-ozan-kutahyalinin-hurriyete-transferi-konusuldu,506917 
https://odatv.com/dogan-holding-ucaginda-surpriz-isim-0612171200.html
Evet, böyle saçma sapan haberler takılıyorum.

* * *

Tarih hakkında yazarken bilemediğimiz şeyler vardır. Bizler tarihçi değiliz. Tarihçilerin bile uzmanlık alanında bilemedikleri çok şey vardır. Araştırmanın amacı biraz da bilinmeyenleri keşfetmektir. Gelecekte olacaklara dair yazılarda benzer bir bilinemezliği taşır. Tarihçi olmuşla ilgilenir, sol siyasetçi/mücadele insanı, olacak olanla. Yine de bu kadar tersi yönde iki alanın karşılıklı beslenmesi vardır.

Diyelim, tarih bilgimiz kıt, siyaset bilgimiz gerçekten uzak. Ama hissimiz işlerin ters gittiğine dair. Çünkü bu bahsedilen şeylerin hayatı nasıl etkilediğini görebiliyoruz. Siyasal ve iktisadi dolayımların alenen görüldüğü bir zamandayız. Kral çıplak da, çıplak...

2017 de yapılan referandum neredeyse her yıl bir seçim yapan parti militanlarını yorulduğunu işaret etmişti. Her yıla birkaç siyasi proje ile giren parti tıkanmıştı. Bu göründü. Ama bir arkadaşın dediği gibi: "Burjuvazi ılımlı evet istiyor"du. Öyle de oldu.

Böylece kontrolsüz bir yönetime (daha doğrusu adama) sınırı çizdiler. Bunun bilinçli ve planlı bir iş olduğunu söylemiyorum. Yine de yarım ağızlı bir onayın buna yol verdiğini düşünüyorum. Ayrıca başka değişkenleri ve burjuvazinin tam bilinç eylemi görmüyorum.

* * *
Buradan sıkıldık. Buradan kaçlak istiyoruz. Tam kapıya gelince birileri önümüze çıkıp "yoo nereye böyle hesabı ödemeden" diyor. Bu durumdayız

Biz, derken gidişattan korkan kaygılananları kast ediyorum. Ortak bir programımız yok. Ama olana dair kaygımız çok. Ben de bu toplam içerisindeyim. Herkesi eşitlemek zorunda değiliz. Herkes yoldaş ya da kankamız değil. Nihayetinde bir değişim için bir arada görünüyoruz. Sonrası?

Sonrasını sonraya bırakıyorum. Çünkü tarihçilerin aradığı bilinmez eksik parçalar gibi siyasetinde bulamadığı gelecek bilgisi vardır. İşte o da buralarda... 

+ Ne olacak? 
- Bilmem.

+ Yine de emekçiler için adil bir dünya gelecek mi? 
- Muhtemelen hayır. Ama yıkılış toplumu ayakta tutan modern kesime göre olursa emekçilerin hakkını yemek daha zor olacaktır. Elbette yıkılışın, tersine üzerimize olması da var. Bu durum da ne olacağını da düşünmek istemiyorum. Yine de bugünü aramak istemem.

* * *
Bu memlekette...
+ Her seçim yeni bir seçime kadar nadasa bırakılmış tarla gibidir.
+ Partiler gizlenmiş proje yürütücülerdir.
+ Kimsenin kazanamayacağı bir seçim yoktur. Sadece kazananın sürprize bırakılmayacağı seçimler vardır.
+Ttürkiye de seçim bir değişim değil. Bir güç gösterisidir. Riskleri vardır. Güç gösterisi halk beni destekliyor demek için yapılır. Ama bir başkasının gelip ayağınızı kaydırma ihtimalini de taşır.
+ Türkiye toplumu karakteri yarım kalmış bir halktan oluşmaktadır. Bozucu etkiye karşın Türkiye'nin temelinde samimi emeği olan insanlar bir karakteri oluşturabilir. Diğerleri karaktere ve ilkeli tutumlara düşmandır.
+ Yenilmek yoktur biz de uyum sağlamak vardır. Yenilen uyum sağlamak mecburiyetindedir.
+ Türkiye de herkesin uyum sağladığı bir değişim yoktur.
+ Yine de cumhuriyet en çok uyum sağlanan değişimdir. Evvelinde 2. Mahmut değişimleri gelir.
+ İlerici değişimler, emek ve çaba isteyip karşılığında düzen ve kural verirken; gerici değişimler yağmalanan para, mal, mülk verip keyfiliği yaşatır.
+ Bunların sonunda olacak tek şey ölümlü bir varlık olduğumuzu öğrenmek olacaktır.

Seçimler (aklımda kaldığıyla)
2002 genel seçimleri
2004 yerel seçimler
2007 erken genel seçim
2008? referandum - cumhurbaşkanlığı
2009 yerel seçim
2010 refrrandum
2011 genel seçim
2014 yerel seçim
2014 cb seçimi
2015 genel seçim
2015 genel seçim tekrar
2017 referandum
2018 çb ve meclis seçimi

Neredeyse bir buçuk yıla bir seçim düşüyor.
* * *
Yapılacak bir şey yok.