Sayfalar

31 Ekim 2021 Pazar

Cumhuriyet ve Eğitim

“... her kentte iki karşıt eğilim vardır; halk, büyükler tarafından güdülmek ve ezilmek istemez, büyüklerse halkı gütmek ve ezmek isterler; bu iki ayrı eğilimden, kentte şu üç sonuçtan biri çıkar: prenslik, özgürlük (cumhuriyet) ya da kargaşa.

Kitaptaki dipnot: Özgürlük, cumhuriyet olarak değerlendirilebilir, çünkü Machiavelli için cumhuriyetin ana niteliği özgürlüktür.”

Niccolò Machiavelli (1532)

Bunların yazıldığı tarihte yeryüzünde ciddi bir cumhuriyet deneyimi yoktu. En son büyük cumhuriyet yaklaşık 1500 yıl önce yaşanmıştı. İlk güçlü cumhuriyet de yaklaşık 300 yıl sonra kuruldu. Roma İmparatorluğu tarihini ya da onun öncesi Akdeniz uygarlıklarını ve tartışmalarına dair bir şeyler okuyunca bugün tartıştığımız bazı şeylerin bir kitap hacminde olduğunu, “cumhuriyet”in ise bir kütüphane hacminde yer aldığını söyleyebiliriz.

Bugün antik kentlerde gördüğümüz tiyatrolar gibi halkın toplanıp kararlar aldığı anfiler vardı.

Sonra arenalar, oyunlar; soytarı ve dalkavuklar çıktı. İnsanlar bunları izledikçe söz haklarını kaybettiler.

Bir gün neyi kaybettiklerini fark ettiler.


* * *
Bizim yaşamlarımız birer kitap sayfası ise cumhuriyet büyük bir kütüphanedir.

Eğitimi, çocuklarımızın büyüdüklerinde becerilerini en iyi şekilde kullanmaları ve iyi bir meslek kazanmaları olarak görürüz. Öğretmenler için öğrencilerinin başarısı birer gurur kaynağıdır. Bizim gibi cumhuriyetin öncülük ettiği modern eğitimin amaçlarından birisi de yetkin cumhuriyet yurttaşlarını yetiştirmektir. Cumhuriyetin yaşaması ancak buna bağlıdır. Hak, görev ve sorumluluklarını bilen; kendisini ilgilendiren yasa ve kurallardan haberdar; bu bağlayıcı kurallar değiştirilmek istendiğinde fikri sorulan; gerektiğinde bunu destekleyen gerektiğinde bunları protesto eden kişidir yurttaş. Cumhuriyet ile yurttaş bağının hastalandığı toplumlarda seçim de olsa halk kendilerini ilgilendiren kanunları, değişen vergileri değil; arenadaki oyunları, dalkavuk ve soytarıları izlerler. İnsanlar gibi toplumlarda hastalanır. Öyle bir yerde halkın cumhuriyet yönetimi katılımı aldatıcı bir illüzyondur. Çıkar grupları, şirketler, dini gruplar ve başka amaçları olan çeteleşmiş gruplar kanser gibi her yeri sarar. İyileşmesi en büyük dileğimizdir. Umarım hastayı kaybetmeyiz.

Demokratik işleyişi oturmuş kimsesizlerin kimsesi olan bir cumhuriyet için “Yaşasın Cumhuriyet!”.