suların akışına bakan kadın
adını duyar suyun içine dalmış sargın kırıkların
açıkça söyler mi?
akarsan akarsan
zaman bir de sen
iç içe geçerken birden
birde gider bir yere
kaattan hayalleri el içinin
kelimeleri kaynayan bir ağız
hansız yolcuysa su
ellerinin dalgınlığında
zamansız su
anısız insan
kayıptır günlerin
var. biliyorum
yolların bittiği an
başlar bir oyun...
öç alan zaman
oturup güneşin battığı, ufkun açıldığı akşamın
yamaçlarında dağların
yankılanan başka bir seste mekanizmanın
oyun oynayan bir kral gıdıklanır soytarıyla
kaşınırda kaşınır, gözü kapıda
ardı sıra bir tarih sırtında
... ben kral. bu hayatta benden kral yok işte
... kanıtı tarihim var cebimde
ve kralla soytarı toplanır birahanede
sırıtırken gözleriyle çevresine
flört dediğin budur işte
beliriveren Zarpunto
taka. tuka. tak!
mola yerinde yorulan
keyfiyle hayata bakan
işte o Zarpunto
tu. tu... tak!
"hah. hah. hah. kralım!
ağları kurulurken mekanizmanın
yuvarlanır demir bilye
tak. tuk. tin. ton."
(sanırım soytarı dedi bunu kendisine)
şimdi belirir kare
kapı şamdan susuz bir dere
"kral ve ben" yer birahane
"ben kral! ben! ben! çok şahane!"
Zarpunto geldikçe kararmaktan
Açılır sarı bir masada engin denize
Gemisinde iki şarlatan üçüncüye yer bakan
Atan. Tutan. Satan.
adını mı aldın oyuna mı daldın
sırası mı geldi dağınık olanın
içinde oyunun "foto foto abi" diyen birinin
komik vecizesi aptal beslenmesiyle
gelip geçenlerin deli kırık birliğinin
nedir gördüğü gözlükçünün bütün camlardan
"zamanda bir an'ız"
saklanan bir kan torbasında
koşarken yamaçlarında
karanlık ağızların
patlatmayın patlatmayın
kestim sesimi!
inanın sıra sizde
(belki bir an devamına bakarım)
temmuz - ağustos 2008
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder