Sayfalar

28 Kasım 2010 Pazar

‘YEKPARE’ (monolithic)

haydarpaşa: kapılarında 1908 yazar


‘YEKPARE’ (monolithic) from nerdworking on Vimeo.

bu çalışmayı facebook üzerinde de yayınlamıştım. erdal biraderim bir not göndermiş. onun izniyle sizinle paylaşıyorum. neyi özlediğimi daha iyi anlıyorum.

_____________________ erdal'ın notu: _____________________________

hiişş haydarpaşada yediğim haltı sana anlatmadım değilmi ben 2 yıl sonra yani önce afla okula geri döndüm veee tren sabahtı haydar paşaya doğru girdi ben sadece birhayli zaman sonrasını hatırlıyorum özellikle kollarım boynum olmak üzerevucudumun bir çok yeri ağrıyordu etrafımda birhayli polis vardı avaz avaz bağırıyordum sadece okumaya geldim poster satacağım ve daha önce neler dediğimi hiç hatırlamıyorum neler yaptığımıda tabi polislerden birinin halan duacıyım erdal bak sarhoşsun eşyalarını emanete koyduk al buda dolabın kartı dediğini duydum o an durdum erdal oğlum sen yine bir haltlar yedin lan dedim duruma müdale et etrafı inceledim hemen yerde halan eşyalarım vardı anladım hatırladığım aradaki tek şey trenin restara ne zor bu kelime ya lokantasından kalkıp boynum bükük yerime eşyalarımı almaya gidişimdi yıllar sonra istanbula dönmenin bilinçli korkusu bilinç altımı ayağa kaldırmış ve korkudan meydan okumuşum eşyaları benmi indirdim başkasımı hiçbir şey hatırlamıyorum baya uzun bir zaman neler konuştum neler dediysem hiç zarar görmeden ordan gidebildim çay aldım etrafı inceledim esnafı gezdim çok fazla rahatsızlık verdimmi diye soruyor özür diliyorumdum sonra emanet dolabımı bana verilen biletle kontrol edip uzaklaştım diğer yaşananları sonra anlatırım senlen paylaşmam gerekiyor kovuldum sessizce işimi yapıyordum yener ve ilhan arkadaşlarla çocuklar zarar görmesin diye elimden geleni yapıyordum ama ahh otel çıkışında önümüze geçiyor yoldan çekilin biz geçeceğiz diyişlerini halan hatırlıyorum yener ve ilhanın içimi müthiş gururlandıran kımıldamaz durumunu halan hatırlıyorum adamlar benle kesinlikle muhattap olmuyor yüzüme bakmıyorlardı bile bu aşağılayıcı tutumu çok iyi hatırlıyorum işkencelerdeki iğrenç seanslardı sanki çocuklar ricamla kenara çekilmeyi kabul etdiler aynen şöyle diyerek erdal abi istediği için çekiliyoruz keratalar bir alemdi beyoğlunda gece gündüz kaçak tezgahlar açıyor satış yapıyoduk arasırada okula gidiyordum ilk derste çişim geldi ders bitmiyor abi ölüm gibiydi en son elimi kaldırıp midem bulandı dedim yoldan geldim de dedim hoca güldü izin verdi benden biryıl sonra okula giren ama şimdi doçent olan bir arkadaştı hocam daha önceki dönüşümdede rehberlik hocamdı atkılarımı hep size veriyordum demişdi tanıştığımızda tünelle taksim arası istiklali kanrevan geçtim omzumda poster rulomla hiç durdurulmadım sanırm bu imkansız şey haberdar oluşlarındandı taksimde 112 arabası karşımda duruyor ve telefonuma konuşabildiğinize göre durumunuz iyi diyordu bıçaklanmanız gerekiyor diyordu iyice güçlendim çaycı geldi keyfime diyecek yok batsın bu dünyayı değilde dağlarına bahar gelmiş memleketimin okumaya başladım birde bir rüzgar ki sorma posterler taksimin caddelerine sağa sola savruluyor inadya yine adelet isteyeceğimya devam polis yine şehre dönüş yaptığım gibi etrafımda elini yüzünüyıka diyor bana gülümseyip duruyorum bende ulan eskiden olsa vay be diyor bir tarafım bukadar ucuz yırtmak okşuyor bir tarafımı ama çaycı çok sık geliyor ve çayda sıcak satışda yapamamışım tane biliradan 7 -8 tane satıp elimi yüzümü ıslak mendille temizledim bana bura ......... cuların ........şucu dedi amirleri git burdan başın beladan kurtulmaz birkaç gün daha gizli satış yapıp istanbulun tadını otelin keyfini çıkartıp geriye döndüm şairimin şehrinden 'istanbulun orta yeri sinema garipliğim mahsunluğum duyurmayın anama' oda ankaranın en çok istanbula dönüşlerini severmiş. bu arada Nazımın otobiyografisi kayıp bidaha göndersene '1902 de doğdum ,doğduğum şehre dönmedim bir daha, geriye dönüşleri sevmem' kanadaca by.he he faşizimden uzun fes notları bak bu kelimeyi yazmayı biliyorum fa şi z im baya iyi öğrenmişim unutmamışım ne zor laflar var bu memleketde ya sen orda elin memleketinde zorlanmıyormusun by.2. ı love you haw are you başka come here okey

____________________________________________________________

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder