Sayfalar

11 Ekim 2015 Pazar

Zurnanın Zırt Deliği

* * *
Bir cenazeden mi çıktılar yoksa ne bileyim etkisiz bir eylem sonrası mı? Nedir bu şen şakrak konuşma merakı, biraz susmak, biraz vakurluğu öğrenmedik mi? Küçükken gittiğiniz cenazelerde büyükleriniz hiç "Yavrum, sus! Gülme! cenaze var!" demediler mi? Kürtsün ölenlerin çoğu ile muhtemelen bir bağın olacaktır; çok görmüşsünüzdür acının sessizliğini; nedir bu gevezelik? 
* * *
Oy vermek dışında siyasetle ilgisi olmayan kişiler insani duygularla olayın acısını içinde duyarken çok devrimci gençlerin küçük grupların goygoyunu yapıp gülüşmeleri. Daha dün ölmedi mi onca insan? Nasıl da düşünmüyorsun geleceği? Senin ülkende olmuş; dostun-yoldaşın olmayabilir o insanlar. (Daha acısı olabilirler de.) Eminim bir yerden göz aşinalığın var birine. Ama sanki sanki hiç bir şey olmamış. Sanki bombalar insanların bedenini parçalamamış. Susmak, biraz acıyla dilin bağlanmasını engelleyen ahmaklığın nereden geliyor? Dandik devrimci-sosyalist grubun da bu erdemi kazandırmadı diyelim; ailen de mi vermedi? 
* * *
Düşünmüyoruz, hissederek çok az düşünüyoruz. Unutmamaktan söz edeceğiz. Kalbimiz kurusun diyeceğiz. Diyeceğiz de: Ne bir ders alacağız, ne anılarına saygı duyacağız. 
* * *
Yıllardır ağababası gibi odanın-sendikanın başındasın, anlaştığın gruplarla pasta paylaşır gibi delegeleri yönetimi paylaşıyorsun. Her yıl birbirinden etkisiz onca eylem yapıyorsun. Bir ciddiyeti söz sahibi olması gereken odanın üyelerinin çoğu ile iletişimi yok. Ciddiyetini, 'resmiyeti'ni kaybediyor. Görmezden geliyorsun. Gölgen uzamış, onu görüyorsun.
 
Türkiye'nin en köklü mücadeleci tarihine sahip öğretmen sendikasısın sadece Kürt sorunu varmış gibi çalışıyorsun. Çünkü sendika yönetimini ve delegeleri paylaştınız. Onca üyeniz seçimlere bile gelmedi. Eğitim, öğretmenlik ne oluyor bitiyor çok umurunuzda değil. Laik, bilimsel eğitimi sümen altı ediyorsun. Ancak ite-kaka bir şeyler yapıyorsun. Üyelerin kaçıyor. Sendikanın ciddiyeti, söz sahibi olduğu alan sadece Kürt sorunu. Çünkü sendika bir siyasi hareketin gereksinimlerine yönelik malzeme üretiyor. Bunun dışında olan her şey yasak savma. 
* * *
Sendikadan, odadansın "Miting Hazırlama Komitesi"ndesin ülkenin her yerinde ölüm haberler geliyor. Kaza oluyor, bombalanıyor insanlar. Bu kadar insanı topladığın yerin-insanların güvenliğine dair aklında bir tanecik kuşku doğmuyor mu? Polise gıcığın var, ama her işi de ondan bekliyorsun. Katılanlar elbette düşünmeyebilir. Sen en kötü olasılığı düşüneceksin. Gıda güvenliği, yol güvenliği, en önemlisi CAN GÜVENLİĞİ... Çünkü onların sorumluluğu senin boynunda... Kimi örgütleri "korkak" yapan budur. Sorumluluğun bilincinde olan hiç kimse her olaya 'hop' diye atlamaz. 'Korkak' diye bilirsiniz. Ama herhangi bir ölümde, ölenlerin aileleriyle-sevenleriyle kim konuşacak? Ne diyecek? Hiç düşündün mü?
* * *
Şimdi doğru bir kararla GREV diyorsunuz. Ama her biri siyasi bir hareketin ve ortaklarının yan kuruluşuna dönüşmüş sendikalar, sınıf bilinci sönmüş emekçiler, etkisiz odalar ve yılgın insanlar ne yapabilir acaba?
 
* * *
Bunlar, başka sözler de aklımda... Bir zamanların disiplinli kortejleri ile dalga geçenler; şimdi o kortejlerin neye yaradığını anlamış mıdır?
 
Hepimizin başı sağolsun. İyi geceler.
Grandville, “Élève le Corbeau, il te crèvera les yeux”, en Cent Proverbes, H. Fournier Éditeur, París, 1845
Kk: http://arsnaturaveritas.tumblr.com/post/130035159025/cuervo-estudiante-vas-a-morir-all%C3%AD-los-ojos

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder