Dünyaya her zaman inmek İster işte bir Tanrı
Ülkeler coğrafyası her zaman aramıştır kendisini
Durup dururken yoksa ne diye erken kalkayım ben
Boşuna mı bütün bu cansefalan, bu tülipenler
Bir yazın son günlerini serinleyen bahçede
Bütün bunlar ve yün yumağıyla
Bir varlığı Örmekte olan yalnız Âşıklar
Bir Tanrı ister, elbette bir Tanrı ister
Bahçenin tam da ortasına yeri esmiş olan bir Havuza
Saatin yanına asılmış bir takvim gibi hesaplı ve çıngıraklı
Gösterişli kılan bir gümüş gerdanlık gibi yoğun
Esmer bir Boyunla bir Göğüs kavşağında
Bütün bunlar ve ninemin çıkrığında
İğrilip bükülmekte olan ham Tiftiğin müjdelediği Âşıklar
Tanrıyla tanışmak ve öpüşmek nice musikilerden sonra
Sahaf dükkânlarında Ceylan gibi duran kitaplar
Örneğin içi kedilerle ve timsahlar dolusu bir ansiklopedi
Kalın harflerle yazılmış bir öksürük, bir Dua
Kuşlara yem serpen bir akşamüstü yorgunluğu
Bütün bunlar ve hiçbir zaman örülmemiş bir Kazak
Kendi Surelerim oldu ve öldük biz o âşıklar
Ergin Günçe • 1979
Kitapları arasında bulunmuş ve ilk kez Adam Sanat Dergisi'nde yayınlanmıştır.
Nisan 1999 • Sayı: 161
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder